Ana içeriğe atla

Kayıtlar

  İlk Kripto Fiziki Şehir ve Yeni Yönetişim modeli... Metaverse, sanal evrenler, sanal araziler derken. Blockchain tabanlı fiziki bir kent de kuruldu. Merkeziyetsiz Özerk Organizasyon (DAO- Decentralized Autonomous Organization) firması CityDAO, kripto şehir inşa etmek için ABD’nin Wyoming eyaletinden 160 bin metrekarelik araz satın aldı. Yönetimini de tamamen merkeziyetsiz olarak tasarlayarak , tüm kanunlarını, kararlarını yerleşik vatandaşlarının karar vereceği bir mekanizmayı hedefliyor. Bayraklarını da dikmişler bile :) Mekeziyetsiz Yönetişim; karar mercii doğrudan halkın olduğu ama oyların nicelikle değil , nitelik ölçümler ile yapıldığı bir yönetişim. Nasıl geliyor kulağa ?  #blockchain   #demokrasi   #yönetişim   #edevlet   #mobildemokrasi   #belediye   #yerelyönetim   #metaverse   #kripto
En son yayınlar

Şahsiyetinizi, hayatı nasıl betimlediğiniz belirler.

  Bir gün Şangay'a bir rahip gelir. Kentin içinde hemen halk etrafını sarar.   " Rahip hoş geldin. Nereden geliyorsun" diye sorarlar.  Rahip " Pekin'den" der. Rahibin etrafındaki kalabalık heyecanla ve merakla sorularına devam ederler. "ee anlat Rahip. Pekin nasıl bir kent, insanları nasıllar " diye sorarlar. Rahip, kızgın ve mutsuz bir ifadeyle " Berbat bir kent, dar sokakları, çukurları, kötü evleri her yer çorak, insanları ise; duyarsız, mutsuz, nemrut.  Çoğu sahtekar. Duyarsız, kötü insanlar " der. Dinleyen kalabalık üzülür. Ama biraz Rahibi'i mutlu etme çabası ile bu kez de " ee Rahip Şhangay'ı nasıl buldun, bizim insanlarımızı nasıl buldun " diye sorarlar. Rahip yine aynı kızgın ve mutsuz ifade ile " Shangay'da berbat bir yer. Her yer çamur. bakın şu ayaklarıma. Burası da çok kalabalık nefes alınmıyor. Havası çok kötü. Geleli henüz bir kaç saat oldu. Herkes bana kötü davrandı. Hiç biriniz yardımsever değil

Mobil Demorakrasi Türkiye

Bir Demokrasi Hikayesi: Ve çok kısıtlı teknoloji ile Mobil Demokrasi projesini 2006 yılında hayata geçirdik. 888 hücre yayın kanalında yayınlanan bilgileri ilgili kanalı açık tutan (888 cellbroadcast) vatandaş, belediyesinden bilgi almaya başladı.Kimi hava durumuna ait “don olayı “ bileğisini alıp, sebzesini donmaktan kurtardı. Mobil demokras yayın kanalına “ sebze yayın kanalı” dedi. Kimi kimin vefat haberini buradan öğrendi. Adına “cenaze yayın kanalı” dedi. Kimi “kaldırma park etmeyin orası yayalar içindir” kentleşme kültürü öğretici mesajları ile kentine sahip çıktı. Belediye anons hoparlörlerini kaldırdı. Gürültü kirliliğinden kurtuldu. 3870 interaktif SMS şikayet &öneri ve referandum kanalı ile vatandaş birlikte yönetelim anlayışına dahil oldular. Vatandaş kentine sahip çıktı, burokrasi çarklarına takılmadan, tarlada,dolmuşta otobüste heryerden belediye yönetime ulaştı. O dönemde Mobil Demokrasi ‘ye inanan. duyarlı öncü belediye yönetimleri vatandaşa kulak verdi. Yatırımlar

Sosyal Bağışıklık!

Kaliteli yaşam için sağlık bağışıklığımız kadar sosyal yaşam bağışıklığımızı da güçlü kılmak zorundayız .Sağlık bağışıklığındaki zaaflar kişiyi, sosyal bağışıklık zaafları ise gelecek nesli yok eder. Bu nedenle saha sosyal inovasyon laboratuarları kurulmalıdır.Toplum virüslerinln Ar-Ge çalışmaları yapılmalıdır.

Entellektüelcikler!

Şu önemli ifade ile başlamak istiyorum.  Elbette sözüm entellektüel sıfatını hakkaniyeti ile taşıyan Üstad'lara değil. Yine de genel kabul görmüş entellektüel tanımına değinmeden edemeyeceğim. Entellektüel kelimesini duyduğumuzda zihnimizdeki imaj; papyon,  fular ve pipo :)  TDK'nın entellektüel tanımı daha da komik. TDK der ki " Bilim, teknik ve kültürün , değişik dallarında özel öğrenim görmüş (kimse) " Şu mu demek : Akademik kariyerini tamamlamış herkes entellektüeldir. Çünkü akademik kariyer özel bir alanda öğrenim görmüş olmak demektir. Tanımda, ayrıca bu uzmanlık alanlarını da sözde sınırlandırmış.(Bilim,teknik ve kültür). Sözde diye nitelendirdim. Çünkü bilim tanımı başlı başına herşeyi kapsar. Yine TDK'nın tarifi ile izah etmek gerekirse; " Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci"  Bu persfektifden baktığımızda ülkemizde bulunan entellektüellerin sayısı tahmin etmek

Taşranın Yargıç Belediye Başkanları.

Ağırlıklı yabancı konuklardan oluşan, konusunun Yargı süreçleri olduğu   bir toplantıya katılmıştım. Çay arasında yabancı uzman bir konuk  taşrada yargı sürecinini çok merak ettiğini bu konudaki tecrübelerimi paylaşmamı rica etti..Özellikle basit davalarda : esnaf alacak verecek, küçük anlaşmazlık kavgaları, karı koca kavgaları konularında vatandaşın adliye sürecinde nasıl bir yol izlediğini sordu. Cevabım  kendisini çok şaşırtmıştı.Evet orada da ifade ettiğim gibi: Taşrada özellikle bahse konu olan bu küçük davalarda yargıç belediye başkanıdır.Vatandaş önce ona gider.Hatta çoğu zaman saatin bile önemi yoktur.Karısı ile kavga eden koca, tarla anlaşmazlığı komşular, alacak -verecek anlaşmazlığı esnaf  davaları gecenin bir yarısında belediye başkanının evinde çözülür.Yurdum insanları, yurdum başkanları... Yaklaşık 20 yıldır yüzlerce belediye başkanı tanıdım.Büyük bir çoğunluğunun gönül ve hizmet adamı olduğunu söylemekten ülkem adına gurur duyuyorum.

Sizin köyde eşek yok mu?

Yıl 2011. Yer :Estonya büyük elçiliği. Toplantı konusu; bilişim teknolojileri. Bir süre sonra konu demokrasi ve seçime geldi. Estonyalı hanım elindeki bir çipli kartı göstererek ülkesindeki seçimlere dünyanın her yerinden İnternet üzerinden o kart ile katılabildiğini söyledi.Toplantıdaki Türk dostlar şaşkınlıkla dinlediler. Estonyalı konuşmacı bize dönüp, bu teknolojinin çok erişilmez olmadığını Türk bilişim sektörünün de buna erişebileceğini söyledi. Söz sırası beni bulduğunda.Bu teknolojinin elbette erişilebilinir olduğunu ancak demokrasi ve seçme anlayışının da gelişmiş teknoloji kadar ileri olması gerektiğinden söz ettim. Estonyalı hanım söylediklerimi çok anlam vermemesine rağmen  nezaketle dinledi. Ama dönüş yolundaki sohbetimizde Türk dostların  beni çok iyi anladıklarını emin oldum.Önce Sami abi :"ya hakikatten her seçimde bizim hanım -tamam bey senin dediğine oy kullanacağım- der ama bugüne kadar hiç de bilemedim ki, bence tek özgür alan orası değişmesin hakikatten"

Seçim demokrasi sürecinin sonucu değil, başlangıcıdır.

Demokrasi bir sosyal yaşama tekniğidir.Canlı bir organizmadır.Bu nedenle de sürekli değişkenlere sahiptir.Küreselleşen dünyada toplum dinamikleri sürekli değişkenlik gösterirken, seçimi; yıllarca yetki verilmiş bir otoriteye bağlamak elbette sancılar yaratır.Özellikle yerel yönetimlere kendi dinamikleri ile yerinden yönetimle ilgili yetkilendirmeler yapılarak bu yetkileri yerel toplumun istediğine göre şekillendirecek mekanizmaların kurulması gerekliliği vardır. 2006 yılında kanunla kurulan Kent Konseyleri oluşumun işlevsellikten uzak olması,  zaman zaman toplumu, demokratik hakları için kendiliğinden organize olmaya zorlamıştır. Demem o ki; Toplum dinamikleri ile demokrasinin işlevselliğinin entegre olması için binlerce değişken varken, demokrasi kavramına sadece bir yönetim şekli olarak bakılamaz.Demokrasi bir yaşam anlayışıdır, kanunlar ile sınırlandırılamaz.. Kanunlar demokrasinin uygulanmasının özgürlük ve haklarının korunması için sadece bir araçtır. Toplumun kamusal alanlar

sosyal sorunluluk...

Sosyal sorumluluk projesi kavramı maalesef dejenere olmuş anlam ve amaçlarını yitirmiştir. Her kim yada kuruluş mahalle, köy, kasaba, vatan, vatandaş,toplum,devlet,yardım kelimelerinden bir yada bir kaçını bir araya getiren bir proje yapıyorsa tanım hemen sosyal sorumluluk projesi oluveriyor.Sosyal sorumluk kavramında temelde beklenen amaç; ticari kurumların para kazandıkları toplumun yaşama alanındaki konulara da duyarlılığıdır. Çogu Şirket tarafından bu duyarlılık yine ticari beklenti haline dönüşmüştür. Önce bir sivil toplum kuruluşu projeyi düşünür oluşturur.Şirkette bu sosyal sorunluluk projesinin temasından çok popüler değerini ölçer ve tıpkı bir medya reklam projejsi gibi satın alır. Niyetinde dahi etik olmayan bu davranış nasıl bir sosyal sorumluluk anlayışıdır ki? Bu süreç bir süredir öyle bir hal almıştır ki ; bazı sivil toplum kuruluşları medya ajansları gibi sosyal sorumlulu Elma ile armudu da karıştırmamak lazım. k projesi adı altında şirketlere reklam mecrası olu

Belediye başkanı profilleri

Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Belediye yönetimi tamamen başkanın liderlik vasfı üzerine kurulu bir yapıdır.Ülkemizde belediye başkanlık anlayışı ve yapılarından biraz bahsedeyim. Birinci profil Başkan   Yaptıkları tüm icraatları bir iş adamı yaklaşımı ile etüt edip çözer.Yaptıkları işin hukuki olup olmadığı konusunda görüş almak dışında tek başına karar alır ve uygulamaya koyar.Meclis ve encümen gerektiren kararlarda dahi tek söz sahibi konumundadır. Ara yöneticileri de etkin ve inisiyatif sahibidirler. Bazen inandıkları yatırımları mevzuat elvermese bile riske girip yaparlar.Dürüst ve samimidirler. Çoğunun yüksek siyasi hedefleri vardır.Bir kısmı da uzunca yıllar o kentin belediye başkanı olmayı hedefler. İkinci Profil Başkan Dürüstlük zırhını öyle giymişlerdir ki maalesef iş yapamaz haldedirler.Kimse onları ikna edemez.Yatırım ve icraat yapamaz. Her şeye şüphe ile bakarlar.Bu tür belediyeler bürokrasi çarkının dişlilerinde ezilir.Ara yöneticilerde inisiyatif yoktur.B